19. yüzyılın ikinci yarısında inşa edildiği tahmin edilen konağın mübadeleden önceki sahibi, Makroğlu veya Makropulos ailesine mensup biridir. Bu aile, mübadele öncesinde Mustafapaşa’nın en imtiyazlı ve önde gelen ailelerindendir. Kayıtlarda ailenin en büyüklerinden biri olarak ismi geçen İlias Makris, İstanbul’da ticaret faaliyetlerine öncülük eden kişidir. Onun oğullarından biri olan Hacı Vasilios ise, İstanbul’da “havyarcılar loncası”nı kurmuş; balık, havyar, tuzlu balık ticaretinden zengin olmuş ve Galatasaray’daki Mehmet Ali Paşa hanında mülk sahibi olmuştur.
Mübadeleden sonra buraya Fahri Erbil ve ailesi yerleşmiştir. Bu yüzden günümüzde bu yapı, köy halkı tarafından ailenin ismiyle anılmaktadır. Günümüzde konak, orijinal işlevini sürdürmekte ve aynı aile tarafından ev olarak kullanılmaktadır. Üst katı kısmen yıkılmış olsa da konağın geri kalan kısmı oldukça iyi korunmuş olup, mimari ve süsleme elemanları iyi durumdadır. İki katlı kesme taştan yapılmış yapıya, güney-batı cephesinde yer alan kemerli ahşap bir kapı ve yapıya bitişik olarak tasarlanan iki tarafından simetrik dört basamaklı merdiven ile ulaşılmaktadır.
Kapıdan, tonoz kemerli bir koridor vasıtasıyla açık bir avluya geçilmektedir. Avlunun doğusunda, oldukça iyi korunmuş küçük bir şapel bulunmaktadır. Yapının yığma tekniğiyle yapılan duvarlarında taş malzeme, kapı, tavan ve pencere elemanlarında ise orijinalinde ahşap malzeme kullanılmıştır. Kısmen yıkılmış olan ikinci katın kuzey cephesinde, kayaya oyma ve çok iyi durumda olan iki adet oda yer almaktadır. Odalara giriş, önlerindeki kemerli eyvanlardan geçilerek sağlanmaktadır. Bu odalardan birindeki niş içerisinde, dağ ve ağaç tasvirlerinden oluşan bir manzara resmi bulunmaktadır.